İLİM Yayma Vakfı tarafından düzenlenen ‘Mezun Öğrenci Buluşması’na katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kalın, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kalın, Suriye ile 11 yıl aradan sonra ilk kez bakanlar düzeyinde gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin, “O görüşme olumlu bir havada geçti. Bizim açımızdan sınır güvenliği, PKK terör örgütüne karşı somut adımlar atılması. ve uzantıları, PYD ve YPG, mültecilerin dönüşü ve Suriye… Suriye tarafından yerinden edilen Suriye vatandaşlarının güvence altına alınması ve Astana süreci başlığı altında Anayasa Kurulu’nun çalışmalarının sürdürülmesi ana gündem maddelerimizdir. dedi.
İlim Yayma Vakfı’nın 50. kuruluş yıl dönümü kapsamında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Mezunlar Buluşması’, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kalın, İlim Yayma Vakfı Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, Üniversite Rektörü Ahmet Cevat Acar çok sayıda yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı.
“DÜNYANIN ETİK KODLARINI KİM YAZACAK VE BİZ YAZACAĞIZ?”
Programda konuşan İbrahim Kalın, “Akademisyenlerimiz, mühendislerimiz, bilim ve teknoloji ve yazılım alanlarında çalışan arkadaşlarımızın aslında çok değerli bir misyonu var. Bu dijital dünyanın etik kodlarını kim yazacak. Sınırları kim belirleyecek. Bir şeyin olma olasılığı aynı anda olacağı anlamına mı gelir? Soruyu kim cevaplıyor? Kitle imha silahları, kimyasal biyolojik silahlar böyle ortaya çıktı. Evet, yapabiliriz, ama yapmalı mıyız? Sorun artık bilim sorunu değil, ideoloji, din, ahlak sorunudur. Bu soru, teknolojik olasılığın ötesinde etik bir soru haline gelir. Bu soru, her zaman birlikte etik bir soru haline gelir. Türkiye’de bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Türkiye son yıllarda özellikle üniversiteler alanında büyük ataklar yaptı. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız 2023 yılında inşallah yeni ufuklara açacağız. Bugün Türkiye savunma sanayisinden kendi arabasını üretmeye, sosyal yardım politikalarından dış politika ve güvenliğe geçiyor. dar her alanda inanılmaz mesafeler kat etti” dedi. Konuşmasının ardından Rektör Acar ve Bilal Erdoğan, İbrahim Kalın’a hediyelerini takdim etti. Kalın, programa katılanlarla özçekim yaptı.
“11 YIL SONRA İLK KEZ GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİ, OLUMLU OLDU” Programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalın, Suriye ile 11 yıl aradan sonra bakanlar düzeyinde ilk görüşmeye ilişkin, “Bildiğiniz gibi 28 Aralık’ta Savunma Bakanımız ve İstihbarat Başkanımız Rus ve Suriyeli mevkidaşları ile Moskova’da bir görüşme gerçekleştirdiler. 11 yıl sonra bu Suriye rejimi ile ilk temasıydı. Şimdi o görüşme olumlu bir havada geçti. Somut adımlar. Bundan sonra atılacak adımlar elbette ki bundan sonraki sürecin seyrini belirleyecektir.Bizim açımızdan PKK terör örgütü ve onun uzantıları olan PYD ve YPG’ye karşı somut adımlar atmak, barışı garanti altına almak bizim sorumluluğumuzdur. Suriye tarafından yerinden edilmiş mültecilerin ve Suriye vatandaşlarının geri dönüşü ve Astana süreci başlığı altında Anayasa Komisyonu çalışmalarının devam ettirilmesi ana gündem maddelerimizdir.Bu temaslar ilerleme sağlamak amacıyla kurulmaktadır. Bu alanlarda çalışmalar yapıyoruz ve buradan sonuç aldıkça süreç hızlanacak ve daha somut sonuçlar almamızı da sağlayacaktır. Bunu hem ülkemizin çıkarları için hem de Suriye halkının korunması, çıkarları, hakları ve hukuku için yapıyoruz” dedi.
“BUGÜN 3 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ İDLIP’TE KEMERLİDİR” Suriye’deki askeri operasyonların amacının hem Suriye’nin toprak bütünlüğünü hem de Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak olduğunu belirten Kalın, “Bu müdahaleler olmazsa bugünkü Irak sınırı Akdeniz’e kadar uzanır. Orada PKK, PYD, YPG yapılanmasının kontrolünde bir terör koridoru oluşturulacaktı. Türk askerinin oradaki kahramanca mücadelesi ve bu süreci Cumhurbaşkanımızın başkomutan olarak yönetmesi sonucunda, orada terör koridoru ve devletçik veya benzeri bir yapının kurulmasına izin vermedik. Bu askeri müdahaleler ve askeri operasyonlar yeni büyük göç dalgalarının önlenmesinde kilit rol oynadı. Bugün 3 milyondan fazla insan İdlib’de mahsur kaldı. Hani güneyden, rejimden ya da başka bir yerden gelebilecek baskı ve saldırı sonucu sıfır noktası bu insanlar harekete geçerlerse gidecekleri tek yer burası. Türkiye’dir. Türkiye’nin daha fazla mülteciyi kabul etme yeteneği ve fırsatı artık söz konusu değil. Daha fazla mültecinin bize gelmesi veya başka bir yere gitmesi Avrupa’daki mülteci krizini tetikleyecek, bu nedenle Avrupalılar ve Amerikalılar Türk askerinin Suriye’deki varlığından memnun ve minnettar olmalı” dedi.
“KÜÇÜKLERE CEVAP VERMEKTEN ÇEKİNMİYORUZ.” Kalın, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilime de değinerek, “Yunanistan’la tartışacak bir gündemimiz yoktu. Ege’de huzur ve sükunet ortamı istiyoruz. Sorunlarımızı müzakere yoluyla çözelim diyoruz. Sizin de yapmanız gerekiyor.” Üçüncü tarafları sürece dahil ederek Türkiye’yi baskı altına alma politikanızın sonuç vermeyeceğini bilin, görün ve anlayın. Davetimiz bu tarafta. Bu gerilimlerin, olası kazaların, istenmeyen durumların önüne geçmek için kanallar açıp işletelim diyoruz. Bu amaç için. Bildiğiniz gibi geçen ay Brüksel’de Yunan mevkidaşımla bir görüşme yaptım. Bu toplantıya Alman mevkidaşımız da katıldı. Orada aldığımız kararlara uyarak bu gerilimleri ve çatışmaları en aza indirmeyi ve barış müzakeresi yoluyla bu sorunları çözmeyi ve gerilimi azaltmayı tercih ediyoruz. Ancak bir Türkiye hakkı, sınır ihlali olduğunda, taciz olduğunda bunlara cevap vermekten çekinmeyiz” dedi.
“BULUNAN GAZ MART SONUNDA KONUTLARIMIZA ULAŞTIRILMAYA BAŞLANACAKTIR”
Kalın, Karadeniz’deki doğal gaz rezervleriyle ilgili olarak, “Bildiğiniz gibi Karadeniz bölgesi Sakarya’da bulduğumuz gaz Türkiye’deki boru sınırlarına dahil edilecek ve Türkiye tarafından konutlarımıza ulaştırılmaya başlanacak. mart sonu.”
