Haber

Anayasa Mahkemesi HAGB Mevzuatını İptal Etme Kararı Verdi

AYM, sanığın suçu işlememiş sayıldığı hallerde kararın açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) ilişkin yasal düzenlemenin, periyodik yargılamayı öngören suçlarda 5 yıl denetime tabi tutulduktan sonra iptaline karar verdi. 2 yıl veya daha az hapis cezası.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “kasten yaralama” ve “görevini yapmamaya direnme” suçlarından açılan ceza davasında, “ilan ilanını geri bırakma” suçlarından yargılanıyor. hükmü” Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Yargıtay’a başvurdu.

Başvuruda, HAGB kararının mağdurlara yeterli tazminat sağlamadığı, faillerin cezadan muaf tutulmasına yol açtığı, devletin bireylerin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme yükümlülüğünü yerine getirmediği belirtildi. ve bunun Anayasa’nın 17. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İptal talebini görüşen Anayasa Mahkemesi, HAGB’ın iptaline karar verdi. İptal kararının bir yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı.

Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesi kararında, HAGB’nin işleyişine ilişkin kanunda iptal kararlarının verildiği hatırlatılırken, mevcut iptal başvurusunda ilk değerlendirmenin “hak arama özgürlüğü” kapsamında yapıldığına değinildi. “.

HAGB kararı verilebilmesi için sanığın öncelikle suçu işlediğini kabul etmesi gerekir ve bunu kabul etmesi halinde mahkeme HAGB hakkında hüküm verebilir.

Sanığın HAGB’yi ne zaman kabul edeceğine dair herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığına işaret edilen kararda, “Bu durum henüz mahkûmiyeti olmayan sanığı suç varlığına karşı savunmasız bir konuma getirmektedir” denildi. mahkûmiyet tehdidi ve henüz doğmamış olan temyiz hakkından peşinen feragat etmesi bunu zorunlu kılar.” değerlendirme yer aldı.

Kötü muamele iddiaları kapsamındaki davalarda HAGB’ye başvurulsa bile sanık hakkında infazın cezalandırılmayacağının belirtildiği kararda, Anayasa’nın 17. maddesinin amacı, “Anayasa’nın etkin bir şekilde uygulanması” dır. kişinin maddi ve manevi varlığı ile ilgili bir ölüm veya yaralanma halinde, mevzuat hükümlerine göre sorumluları tespit etmek ve hesap vermelerini sağlamak.

HAGB kararları ile bu suçlar açısından mağdurlar için “yeterli ve etkili bir tazmin sağlamadığı” değerlendirmesine yer verilen kararda şu ifadeler kullanıldı:

“Anayasa’nın 17. maddesine aykırı fiillerin kamu görevlileri tarafından değil de üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilmesi halinde, devletin pozitif yükümlülükleri kapsamında daha esnek davranma imkanı bulunmaktadır. Failin bir kamu görevlisi olması durumunda, alışılmadık ve son derece önemli bir fiilin hiçbir şekilde takdire şayan görülemeyeceği gösterilmeli, bu anlamda ceza veya kötü muamelede bulunduğu tespit edilen kamu görevlisi cezasız bırakılmamalıdır. Bu uygulamaların bu sorunu çözmemesi, Anayasa’nın devlete yüklediği, faillerin fiilleriyle orantılı olarak cezalandırıldığı ve mağdurlara uygun tazminlerin sağlandığı 17. maddesinin yöntem yükümlülüğü ile bağdaşmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararlarında da belirtildiği üzere mevcut haliyle HAGB kurumunun, kamu makamlarının keyfi uygulamalarını önlemede yetersiz kaldığı ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlükler üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır. toplantı ve gösteriler düzenlemek. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13, 17, 35 ve 36. maddelerine uygulanmaz. İptal edilmelidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu